Kalp Damar Hastalıkları ve Koroner Anjiyografi
Günümüzde insan ömrü giderek uzamaktadır. Bu artışın en önemli nedenlerinden biri, teknolojideki ilerlemelerin sağlık alanına yansımasıdır. Bir kardiyolog olarak, sizlere kalp damar hastalıkları ve koroner anjiyografi hakkında bilgi vermek istiyorum.
Kalp Damar Hastalıklarının Önemi
Dünya genelinde ölüm nedenlerine baktığımızda, kalbi besleyen damarların (koroner arterler) daralması veya tıkanmasına bağlı hastalıklar ön sıralarda yer almaktadır. Kalp damar hastalıkları her yaşta görülebilir; ancak hipertansiyon, diyabet, yaşın ilerlemesi, yüksek kolesterol ve ailede kalp hastalığı öyküsü gibi faktörler riski artırır. En yaygın belirtisi göğüs ağrısıdır; nefes darlığı, çarpıntı ve çabuk yorulma gibi belirtiler de eşlik edebilir. Bazı durumlarda, hiçbir belirti vermeden ilerleyerek sessizce kalp krizine neden olabilir.
Tanı Yöntemleri
Kalp damar hastalıklarının saptanmasında, hastanın şikayetlerinin dinlenmesi ve fizik muayene önemlidir. Gerekli görüldüğünde, elektrokardiyografi (EKG), ekokardiyografi, eforlu EKG, miyokard perfüzyon sintigrafisi ve koroner anjiyografi gibi testler uygulanabilir. Hiçbir test tek başına yeterli olmayıp, her biri diğerinin tamamlayıcısıdır. Özellikle koroner anjiyografi, kalp damar hastalıklarının saptanmasında en etkili yöntemdir.
Koroner Anjiyografi Nedir?
Koroner anjiyografi, kalp damarlarını incelemek için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Bu işlemde, damardaki kan akımı ve damarda darlık veya tıkanıklık olup olmadığı araştırılır. Genellikle kasık (sağ kasık) atardamarından yapılmakla birlikte, el bileği atardamarından yapılması da giderek yaygınlaşmaktadır. Her iki girişim yeri için de işlem yaklaşık 10-15 dakika sürer.
Koroner Anjiyografinin Riskleri
Her tıbbi işlemde olduğu gibi, koroner anjiyografinin de bazı riskleri vardır. Bu riskler genellikle düşük olup, binde bir oranında bildirilmiştir. Olası riskler arasında işlem yapılan yerde kanama, hematom, enfeksiyon, damarın zedelenmesi, sinir hasarı, alerjik reaksiyonlar ve nadiren kalp damarlarında zedelenme veya emboli sayılabilir. El bileğinden yapılan anjiyografi, daha küçük bir damardan yapıldığı için özellikle kilolu hastalarda bu riskleri azaltmaktadır. Ancak, bu yöntemin uygulanabilmesi için hastanın önkolundaki her iki atardamarın da aktif çalıştığının gösterilmesi gerekmektedir.
Tedavi ve Taburculuk Süreci
Her iki yöntemle de, uygun damarlarda darlık ve tıkanıklıklar tespit edildiğinde, aynı anda balon veya stent uygulaması ile müdahale edilebilir. Kasıktan yapılan girişimlerde, işlem sonrası 6 saatlik yatak istirahati önerilirken, el bileğinden yapılan işlemlerde 1-2 saatlik gözlem sonrası hasta taburcu edilebilir. Bu, özellikle aşırı kilolu hastalarda işlem sonrası komplikasyonları azaltmak açısından avantajlıdır.
Sonuç
Koroner anjiyografi, kalp damar hastalıklarının değerlendirilmesinde en etkili yöntemlerden biridir. El bileğinden yapılması, hasta konforunu artırmakta, işe dönüş süresini azaltmakta ve olası kanama risklerini düşürmektedir. Kliniğimizde bu nedenle el bileğinden koroner anjiyografi yöntemini tercih etmekteyiz.
Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz ile koroner anjiyografi gereksinimini azaltabilir, sevdiklerinizle birlikte uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilirsiniz.
Kalbimizin birlikte atmaya devam etmesi dileğiyle…